Ana sayfa GÜNDEM Ayrımcılığın “Siyah” Hali: Afro Türkler

Ayrımcılığın “Siyah” Hali: Afro Türkler

0

Tuğba EROL, NMD

Onları ‘‘Yağmur yağıyor, seller akıyor, Arap kızı camdan bakıyor’’ tekerlemesinden ve Türk Sineması’nın ‘Arap Bacı’ imgesinden tanıyoruz. Afrika’dan köle olarak getirilenlerin torunları, ten renkleri yüzünden ayrımcılğın pençesinde.

Osmanlı döneminde çeşitli yollarla Anadolu’ya köle olarak getirilen Afro Türklere 1926 yılında Türk Medeni Kanunuyla vatandaşlık verildi. Bugün Türkiye’de ataları Afrika’dan gelen kişilerin sayısı tam olarak bilinmemekle beraber bazı tahminlere göre 100 bin civarı Afro-Türk’ün yaşadığı söylenir. Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Lülüfer Körükmez, “Ten Rengi Ayrımcılığı” konulu araştırmasıyla Afro-Türklerin sorunlarına çözüm arayanlardan. Renk ayrımcılığına dair algı ve kabulün olmadığını belirten Körükmez, sosyolojik açıdan Afro-Türklerin uğradığı renk ayrımcılığının sadece örneklerden bir tanesi olduğunun altını çiziyor ve ekliyor: “Bunun dışında; bütün siyah gruplar, mülteciler, öğrenciler, şirketlerde çalışmaya gelenler (daha elit olanlar), futbolcular aynı ten ayrımcılığına uğruyorlar.”

Nesillerdir taşınan ağır yük

19. yüzyılda Afrika’nın farklı ülkelerinden köle ticareti ile getirilen ataları, Cumhuriyet sonrası vatandaşlığa alınmış. Kimilerine bir miktar para kimilerine ise toprak verilen topluluk daha çok Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerine yerleştirilmiş. Bugün Afrika kökenli Türkler vatandaş olmuş olsalar dâhi yoksulluk ve uğradıkları renk ayrımcılığı onlara nesiller boyu miras kalmış durumda. Lülüfer Körükmez, o dönemdeki köleliliğin farklılık gösterdiğini ama köle statüsünün değişmediğini söyleyerek şu değerlendirmede bulunuyor: “Afrikalılar, Osmanlı’nın çeşitli dönemlerinde, imparatorluğun diğer topraklarına olduğu gibi Anadolu’ya da köle olarak getirilmiş. Tarihsel olarak baktığımızda Afrika’nın hangi köylerinde köleleştirme yapılmış, nerelerden getirilmiş buna dair bilgiler var; ancak günümüzde yaşayanların teker teker nereden geldikleri, aile kökenlerinin nereye dayandığını bilmiyorlar. Çeşitli duyumlar vasıtasıyla Sudan’dan, Habeşistan’dan, Kenya’dan ya da Hac yoluyla Hicaz’dan geldikleri gibi varsayımlar var. Bunlar büyük oranda duyumsal ve herhangi bir zemini olmayan söylemler.”

Geçmişin kaybolan izleri

Cumhuriyet sonrası vatandaşlıkları verilen ilk kuşağın mensupları, eski kimliklerinden utandıkları için geçmişlerini inkâr ediyor. Merak eden, araştıran ve bu durumu sorgulayan ise sosyo-ekonomik statüsü anne babalarına nazaran daha iyi durumda olan üçüncü kuşak. Ancak Osmanlı dönemi kölelik geçmişinin, günümüzde hâlâ tabu olarak kabul edilmesi nedeniyle Afro-Türklerin geçmişleriyle olan tek bağlantıları ten renkleri. İzmir’in Yeni Çiftlik köyünde yaşayan 68 yaşındaki Fatma Zenci, “Benim okuma yazmam yok. Benim bildiğim kadarıyla, dedem Türkmen Yörüğü ama esmerle evlenmiş. O esmer nereden geldi, nereye gitti bilmiyorum. Kızlık soyadım Türkmen, kocamın soyadı Zenci. Onun babası da anlatmamış, öğretmemiş soyunun nereden geldiğini. Zamanında develerle geldiğini biliyoruz yalnızca..” sözleriyle durumunu açıklarken babasının Türkmen Yörüğü oluşunaysa sıkça vurgu yapıyor. Kökenini bilebilmek için ailenin kuşaktan kuşağa aktardığı söylencenin, anlatının dışında tarihsel kaynaklara başvurulması gerektiğini ancak çoğunlukla Afro-Türklerin bunu takip edebilecek, dil ile arşiv araştırması yapabilecek donanıma sahip olmadığına değinen Körükmez, “Köleleştirildikten sonra isimleri değiştirilip, Müslümanlaştırılıyorlar. Bugün İzmir’in köylerine gittiğinizde İzmir ağzıyla konuşan siyah insanlar var ve tamamen asimile olmuş vaziyetteler. Ne geldikleri yeri ne de geçmiş kültürel öğeleri biliyorlar’’ diyor.

“Siyahlık ile yoksulluk birbirinden ayrılmaz bir bütün”

Günlük hayatta sürekli ayrımcılığa maruz kalıyorlar: bakışlar, dürtmeler, laf atmalar… Kentlerde yaşayanlar renk ayrımcılığını, sosyal yaşantılarında karşılaştıkları insanların daha fazla olması sebebi ile daha çok hissediyorlar. Köylerde ise bu durum yıllardır aynı yerde yaşadıkları için daha az görülmekte. Kişilerin işe girerken de problem yaşadığını belirten Körükmez, siyahlık ve yoksulluğun birbirinden ayrılmaz bir bütün olduğunu söylüyor: “Bunun çok ünlü bir örneği olarak Dalaman’da yaşayan ana okul öğretmenliği okumuş bir siyahi kadın, çocukları korkutur algısından ötürü ilk önce işe alınmıyor. Birkaç sene mücadele ettikten sonra işe girebiliyor. Bir başka problem ise erken yaşlarda maruz kaldıkları yanlış yaklaşımlardan ötürü eğitimden uzaklaşmaları. Okullarda öğretmenlerin ve yöneticilerin, çocukların kendi aralarındaki alaycı tavırlara yeterince müdâhil olamamaları, çocukların hızlıca okuldan ayrılmalarına sebep olabiliyor. Türkiyeli birisinin siyah olabileceğine dair bir algı yok.”

Beyazlaşma sendromu

Siyah ten rengine sahip olmak günümüzde hâlâ küresel bir problem. Dolayısıyla olabildiğince beyazlaşmak, Afrika kökenli insanlar arasında uğradıkları ırk ayrımcılığının sonuçlarından kaçabilmek için çözüm olarak görülüyor. Ancak diğer siyahilerin ağırlıklı olarak yaşadıkları ülkelerde deri rengini değiştiren kozmetikler ya da ilaçlar, Türkiye’de çok yaygın değil. Afro-Türkler bu yüzden beyazlaşmak için çoğunlukla evlenme yoluyla gelecek jenerasyonların renginin açılması yöntemini kullanıyor. Bir diğer yöntem beyaz tenli birisiyle evlenerek, “sembolik beyazlaşma” sağlanmaya çalışılıyor. 3 çocuk annesi Gülşen Tinli, köy okulunda temizlik işçisi. Yapmış olduğu evliliklerde iki eşi de beyaz tenli. Renginden ötürü çok fazla ayrımcılığa uğradığını belirten Tinli, kaynanasıyla bu yüzden mahkemelik. “İkinci evliliğimde ilk eşimden olan iki çocuğumu istemediler” diyen Tinli, “O nedenle annem çocuklarımı nüfusuna aldı. 15 tatil olunca yanıma ziyarete geldiler. Benim kaynana aldıklarımı diğer torunlarına veriyor. Benim çocukları çimdikleyip “Araptı, çoraptı” diye hakaret ediyor. Şimdi 3 çocukla annemin başına kaldık. Bir gün doydum, bir gün aç yattım, ama hiç biri hakaretler kadar koymadı” sözleriyle yaşadıklarını ifade ediyor.

Bir Cevap Yazın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.