Dr. Öğr. Üyesi Şafak ŞAHİN, ADV
Reklamcılık Bölümü öğrencileri “Advertising Analysis” dersi kapsamında, Volkswagen Amarok için hazırlamış oldukları dijital reklam kampanyalarını Volkswagen yetkililerine sundular. Hazırlanan kampanyalar doğrultusunda da Volkswagen Ticari Araç Pazarlama Müdürü Adil Şanlıoğlu ve ekibiyle üniversite-sektör işbirliğinin önemi üzerine keyifli bir röportaj gerçekleştirdiler.
Bize biraz kendi yapınızdan ve ekibinizden bahseder misiniz?
Volkswagen Ticari Araç markası ticaret hayatının gereksinimlerinin dışında, gündelik ihtiyaçlara yönelik de ideal çözümler sunan donanım ve özelliklere sahip bir çok model barındırmaktadır. Bunun yanı sıra konfor ve tasarım olarak da farklı kullanıcı kitleleri tarafından talep gördüğünü söylememiz mümkün. Bu yüzden Volkswagen Ticari Araç olarak çok geniş bir hedef kitleye hizmet vermekteyiz. Durum böyle olunca, ekibimizi; tüm iletişim ve pazarlama stratejilerinde müşterilerimiz ile 7/24 iletişim halinde olan, yaratıcılığını sonuna kadar zorlayan, gerek ürünlerimizi tanıtırken gerekse müşterilerimize hizmet üretirken onların beklentilerine uygun ve hatta üzerinde yaratıcı yeni fikirler geliştirebilen bir takım olarak ifade edebilirim.
Volkswagen Ticari Araç ve çatısı altında faaliyet gösterdiğimiz Doğuş Otomotiv ve Volkswagen AG’nin bir ferdi olarak, müşterilerimizle memnuniyeti ve güveni içeren çok güçlü bir iletişim bağı kuran bir ekibiz. Müşterimizin bulunduğu her platformda onlarla iletişimde olmayı hedefliyoruz.
Öğrencilerle çalışma fikri nasıl doğdu?
Bahsettiğim üzere, Volkswagen Ticari Araç olarak müşterilerimizle kesintisiz ve interaktif bir iletişimi, doğru yer ve zamanda kurmayı hedefliyoruz. Bu hedefimizi genel iletişim yaklaşımımızın merkezine konumlandırmak suretiyle, sosyal medyada ve dijital dünyanın mümkün olan her alanında gerçekleştirdiğimiz çalışmalara entegre etme gayreti içindeyiz. Son yıllarda artan dijital – sosyal medya kullanımı, bir otomotiv firması olarak, geçmişten gelen pazarlama alışkanlıklarımızdan çok farklı bir kitleyle iletişimde olmamızı gerektiriyor. Böyle bir kitleyi tanımak, talep ettiklerini öngörüp, yine talep ettikleri tarz ve dilde, en önemlisi süratle onlara sunmak şart.
Türkiye’nin internet ve dijital dünyadaki konumuna bakıldığında, çağa ayak uyduran, kabul süresi kısa olan ve anında tepki veren bir topluluk olduğunu söylemek mümkün. Örneklerini çoğaltabileceğimiz bu gibi durumlardan yüzünüz akıyla çıkabilmeniz ve bunu sürekli kılmanız, birlikte çalıştığınız çözüm ortağıyla doğrudan bağlantılı.
İşte biz de buradan hareket ederek bu işbirliğinin temellerini attık. Dijital dünyaya hakim bir kitleden yükselen taze fikirlerin çalışmalarımıza ilham kaynağı olabileceğini düşünerek bu yola girdik.
Dijital bir brief verdiniz. Dijital iletişim markalar açısından nasıl bir döneme giriyor sizce?
Dijital dünya olarak adlandırılan alan, özellikle otomotiv sektöründe hali hazırda mevcut olan rekabetin çok daha arttığı bir alan…
Bugün bakıldığında, tüm dünyada olduğu gibi otomotiv markalarının müşterilerine dokunabilmek adına hemen her alanda yaratıcı çözümler sunma gayreti içinde bulunduğunu görüyoruz. Distribütörlüğünü üstlendiğimiz markaların da global anlamda yaptıklarını takip ediyoruz.Günümüzde artık, neredeyse hayatımızın bir parçası konumunda olan akıllı telefonlardan tutun da, evlerimizdeki televizyonlara kadar birçok alanda, birçok sektörden firmanın sizlere, bizlere ulaşmasını sağlayan yöntemler geliştirildi.
Kendi sektörümüz için değerlendirecek olursak, artık bindiğimiz araçlarda bağlanabilirlik, multimedya gibi birçok konfor ve donanım özellikleri artık neredeyse hayal gücünün sınırlarını zorluyor.

Mart ayında kapılarını açan Cenevre Motorshow’da otomobil üreticilerinin geldikleri noktanın son örneklerine hep birlikte tanık olduk. Görünen o ki, gelecek çok yakında gelecek…
Sunuşları izlemeden önce nasıl bir beklenti içindeydiniz?
Doğrusunu söylemek gerekirse, her ne kadar dijital dünyaya ve bu dünyanın gereklerine kısa sürede adapte olmuş bir grupla çalışıyor olduğumuzu bilmekle beraber, daha amatör yaklaşım örnekleriyle karşılaşacağımızı düşünüyorduk. Ancak sunulan fikirlere baktığımızda, Türkiye’nin en büyük dijital ajanslarının fikir ve yaklaşımlarına paralellik gösterdiğine tanık olduk. Bu durum; hem genç beyinlere paralel, yenilikçi ve doğru iletişim modelleri geliştirdiğimizi teyit etmesi, hem de öğrencilerin ne kadar donanımlı yetiştiklerini ve umut vadettiklerini göstermesi açılarından bizim için son derece sevindirici oldu.

Ortaya çıkan işler beklentinizi karşıladı mı?
Belirttiğim üzere, bugüne kadar aldığımız fikirlere çok benzer fikirler dinledik. Hatta aralarından uygulamaya koymayı planladıklarımız da oldu. Çok yakında da bir proje fikrini hayata geçirmek için fotoğraf çekimlerini başlatacağız. Aslında hepsi çok güzel fikirlerdi. Ancak daha önceden uyguladığımız, uygulama anlamında çok maliyetli olacak ve fiilen uygulanmasında zorluklar olan fikirleri maalesef elemek durumunda kaldık.
Son yıllarda özellikle adını sıkça duyduğumuz 360 derece entegre iletişim çalışmalarında reklam ve iletişimin diğer enstrümanları, bu açıdan ayrı ayrı önem arz ediyor.

Üniversite-sektör iş birliğine iyi bir örnek diyebiliriz. Türkiye’de bu tarz projelerin artması için neler yapılmalı?
Doğru, bu çalışmanın üniversite – sektör işbirliğinin güzel örneklerinden biri olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Ülkemizde bu gibi birçok çalışma yapılıyor. Hatta Doğuş Otomotiv olarak ana markamızın da bu yönde çalışmaları mevcut. Birçok üniversiteyle işbirlikleri yürütüyoruz.
Ülke ekonomisine katma değer sağlayacak bir potansiyele destek olmak firmaların asli görevleri arasında yer almalı. Her biriniz burada en az bir ana dalda eğitim alıyorsunuz. Aldığınız bu eğitimi gerçek hayata uygulamak adına fırsatlar sunuluyor olması, bizce geleceğe yapılmış en önemli yatırımlardan biri. Bu nedenle firmaların buna, yani insana yapılan yatırımın en önemli kazanımlardan biri olduğu bilincine sahip olmaları halinde, bu gibi işbirliklerinin çok daha fazla sayıda olacağına inanıyorum.
Peki Türkiye’de reklamcılık sektörünü nasıl buluyorsunuz? Yaratıcılık, işlevsellik gibi açılardan değerlendirir misiniz?
Bu soruya kendi sektörümüz penceresinden bir cevap vermenin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Pazarlama iletişimi sektörü bugün tam anlamıyla kendi başına bir ekonomik güç konumunda. Ve her gün kendisini yenilemeye ve büyümeye devam ediyor. Bu denli hızla gelişen ve buna paralel olarak da önemini artıran bir dünyada öncelikler sıralamasında fark yaratmak üst basamaklarda yer alıyor. Fark yaratmak da ancak yaratıcı çalışmalar ve projelerle mümkün olabiliyor. En başta belirttiğim gibi hemen her sosyo-ekonomik kesimden müşteriye sahip bir otomotiv markası olarak, reklam çalışmalarımızın da bu farkı yaratacak içerik ve kalitede olması gerekiyor. Son yıllarda özellikle adını sıkça duyduğumuz 360 derece entegre iletişim çalışmalarında reklam ve iletişimin diğer enstrümanları, bu açıdan ayrı ayrı önem arz ediyor.
Bizim iş alanımız belli; ürünlerimizi ve hizmetlerimizi, hedef kitlemize en doğru şekil ve zamanda aktarabilmek, onlarla oluşturduğumuz bağı, sadakate dönüştürebilmek, farklılığımızı aktarabilmek… Bunun için de gereken, maksimum yaratıcılık. Türkiye’de bu anlamda, uluslararası platformlarda dahi ödüller alan bir reklam sektörü olduğunu düşünüyorum. Son derece başarılı işlere imza atan, çok değerli ekipler var
Bahçeşehir Üniversitesi Reklamcılık Bölümü ile bir başka proje daha hayata geçiyor. Önümüzdeki dönem sonunda VW Crafter için 360 derece bir kampanya çalışacaklar. Ne düşünüyorsunuz?
Bir önceki proje sadece dijital mecralar için brieflenmişti. Bugüne kadar sunulan fikirlerin önemli bir bölümü de dijital mecralarda Amarok modelimizle düşünülmüş ve denenmişti. Ancak şu anda tamamen yeni bir model için brief verdik. Üstelik yaratıcılıklarını ve öğrendiklerini tamamen göstermelerine olanak sağlayacak 360 derece bir kampanya beklentisi içerisindeyiz. Crafter’da bugüne kadar Amarok’a kıyasla çok fazla yeni uygulama yapılmadığı için de bu brief neticesinde öğrencilerden gelecek daha fazla fikri hayata geçirebileceğimizi düşünüyoruz. Bu bakımdan heyecanla proje çıktılarını bekliyoruz.
Son olarak hemen hemen her şirkete sorduğumuz meşhur bir soruyla bitirelim; İK politikalarınızdan bahseder misiniz, sizde çalışmak isteyen yeni mezunlardan genel olarak beklentileriniz nelerdir?
Öncelikle bizler, farklı markalarda hizmet veriyor olsak da her birimiz Doğuş Otomotiv çalışanıyız. Yani, bizim Volkswagen Ticari Araç olarak ayrı bir işe alım sürecimiz yok. Doğuş Otomotiv’in İK departmanı tarafından yönetilmekte olan bir sürecimiz var. Ancak yine de çok basit bir ifadeyle öncelikli kriterimizin kurum kültürüne uygunluğun olduğunu söyleyebilirim. Gelişmeye, öğrenmeye istekli, tutkulu ve yeni fikirlere açık olması bizim için önemli.