Ayşegül ÇELİKKOL, DSO
Pervin Merdan, BAU’da 10 yılını Hazırlık Okulu’nda tamamladıktan sonra, 2012 yılında Mütevelli Heyeti Başkanı Sn. Enver Yücel’in isteğiyle Öğrenci Dekanı olarak görevine başlamıştır ve 6 senedir görevini Öğrenci Dekanı olarak sürdürmektedir. Öğrenci Dekanı Merdan’la, 2017-2018 Akademik yılında faaliyet gösteren 75 öğrenci kulübünün çalışmaları üzerine bir röportaj gerçekleştirdik.
Öğrenci Dekanı olarak Öğrenci Dekanlığı Birimi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Öğrenci Dekanlığı, uluslararası öğrenciler dahil 28.000 öğrencinin; sosyal, kültürel ve sportif faaliyetleri ile ilgilenen, tüm kulüp etkinliklerini organize eden, asistan öğrencilik sistemini uygulayan, öğrencilerin çalışma hayatına katılmalarına destek veren ve bunların dışında başarı, ihtiyaç ve maddi destek burslarıyla ilgilenen bir birimdir. Üniversite yaşamına yeni katılan öğrencilerimize yönelik düzenlediğimiz oryantasyon programıyla da uyum süreçlerine katkı sağlamaya çalışıyoruz. Öğrenci Dekanlığına bağlı olarak faaliyet gösteren Kulüp Organizasyonları Ofisi, Sağlık Merkezi ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik Merkezi bulunmaktadır. Sağlık Merkezlerimiz, her kampüste bulunan revirlerimizle çalışmalarını sürdürmekte olup öğrencilere ilk müdahalenin yapılması konusunda sorunlara çözüm bulan bir birimdir. PDRM birimimiz üç klinik psikoloğumuzla hizmet vermektedir.
BAU’lu öğrencilerimize önerileriniz nelerdir?
Öğrencilik nosyonu yıllar içerisinde çok değişti. Bizler 35-40 yıl önce, üniversite öğrenciliğine adım atarken bu kadar çok kültür sanat faaliyeti yoktu. Kendi imkanlarımızı kendimiz yaratıyorduk. Şu anda öğrenciler için üniversitemizde inanılmaz imkanlar var. Tabii başarı değerlendirmesi de değişti. Eskiden akademik başarı ön plandayken günümüzde akademik başarı ile birlikte sosyal faaliyetler, bu faaliyetlere katılım oranları, kültür sanat alanında yapılan çalışmalar akademik başarı ile birlikte değerlendirilen faktörler olmaya başladı. Sosyal ve kültürel faaliyetler insanın kendisine, kişiliğine, mesleki ve özel yaşamına katkıda bulunacak unsurlar haline geldi. Öğrencilerimizin, akademik alanın yanı sıra sosyal becerilerini geliştirecek, manevi tatmin ile kişisel ve mesleki becerilerine katkı sağlayacak olan aktivitelere önem vermeleri gerektiğine inanıyorum. Sadece bizim ülkemiz değil tüm dünyada işe alım sürecinde öğrenci üniversitede hangi faaliyetlerde bulunmuş, hangi sosyal sorumluluk projelerinde yer almış, birlikte yaşama kültürünü öğrenmiş mi bunlar değerlendiriliyor. Bu nedenle öğrencilerin en az iki kulübe üye olması gerektiğini düşünüyorum.
Sizin üniversite döneminizde kulüp yapıları nasıldı? Siz bir kulübe üye miydiniz?
1984 yılında üniversiteye başladım ve o dönemdeki sorunlar daha farklıydı. Öğrencilerin hobileri aslında bir anlamda kulüp faaliyetiydi. Kurumsallaşmış olmasa da yine de hiç değişmeyen topluluklar vardı. İlkokuldan başlayarak üniversiteyi bitirene kadar birçok faaliyetin içinde yer aldım. Bale, voleybol, basketbol ve halk oyunları ilgilendiğim alanlardı. Edebiyatla bağım hiçbir zaman kesilmedi. İnsan varoluşundan beri spora, kültüre ve sanata çok yatkın. Bu evrensel bir gerçek. Benim dönemimde sosyal ve kültürel faaliyetler daha küçük gruplarla yapılıyordu. Bunlar insanın özünde var aslında. Yeter ki keşfedecek, ortaya çıkaracak ve geliştirebilecek ortamlar olsun. Bizler de BAU’da bu ortamı yarattığımızı düşünüyoruz ve geliştirmek için çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.
Güz döneminde 17 tanesi uluslararası öğrencilerle olmak üzere 368 etkinlik ve toplantı gerçekleştirildi. Etkinliklerin kitlelere ulaşması ve ne kadar ilgi gördüğü dışında akademik ve idari personelin ilgisi de bizler için çok önemli.
BAU’da güz döneminde neler yapıldı?
BAU’da 10 yılımı Hazırlık Okulu’nda tamamladıktan sonra, 2012 yılında Mütevelli Heyeti Başkanımız Sn. Enver Yücel’in isteğiyle Öğrenci Dekanı olarak yeni görevime başladım. 2012 yılında 52 olan kulüp sayısı, 75’e yükseldi. Kulüplerimiz toplamda 15.500 üyeye sahip ve üyelerin 1430’u uluslararası öğrenciler. Güz döneminde 17 tanesi uluslararası öğrencilerle olmak üzere 368 etkinlik ve toplantı gerçekleştirildi. Etkinliklerin kitlelere ulaşması ve ne kadar ilgi gördüğü dışında akademik ve idari personelin ilgisi de bizler için çok önemli. Sonuçta hepimiz BAU ailesinin bir parçasıyız.
Güz dönemini, en başarılı üç kulübümüzü ödüllendirerek kapattık. Etkinlikleriyle bu dönem başarılara imza atan Psikoloji Kulübü, Fenerbahçeliler Topluluğu, Genç Eğitimciler Kulübü, Tıp Öğrencileri Birliği, Biyomedikal Mühendisliği Kulübü, European Medical Students Association (EMSA) Kulübü, Hayvanseverler Kulübü, İşletme ve Pazarlama Kulübü, Sualtı Kulübü, Edebiyat Kulübü, Ekonomi ve Finans Kulübü, Engelsiz Yaşam Kulübü, Bi Soluk Sosyal Sorumluluk Kulübü, Liderlik ve Girişimcilik Kulübü ve Bisiklet Kulübü’nü de unutmamak gerekir.
Öğrenci Konseyi Başkanı’nın en önemli görevi öğrencileri temsilen senatoda söz hakkına sahip olması. Konsey üyeleri, üniversite yönetimi ve öğrenciler arasında köprü durumunda olup öğrenci taleplerine en verimli şekilde cevap veriyor. Tüm öğrencilerimiz bu yapının doğal bir üyesi. Öğrenci Konseyi faaliyetlerinden bahsetmem gerekirse; öğrenciler için dolap dağıtımlarını; spor salonları, kafe ve restoran indirim anlaşmalarını gerçekleştiriyorlar.
Öğrencilerimiz gerçekleştirdikleri etkinliklerle, bizlere farklı bakış açıları kazandırıyorlar. Bizler de ekip olarak öğrencilerimizden çok şey öğreniyoruz. Tüm öğrenci kulüpleriyle gurur duyduğumu sizin aracılığınızla da belirtmek isterim.
Bu etkinliklerin arka planında neler yaşanıyor?
Etkinliklerin hazırlık süreci; çok güzel bir yemeğin hazırlanmasının saatler sürüp sofraya oturduğunuzda 10 dakikada bitiriliyor olması veya kaliteli malzemelerin doğru ve dengeli bir şekilde bir araya geldiğinde lezzetli tatlara ulaşması gibi. Öğrenci Dekan Yardımcılığı’nın bünyesinde öğrenci organizasyonları danışmanlarının bulunduğu birimimiz tüm bu işleyişi yürütmekteler. Bu kulüp çalışmalarının amacı, öğrencilerin ilerideki iş ve özel hayatlarına hazır olmalarını sağlamak. İş dünyasıyla iç içe etkinlikler yapıyorlar. Nasıl sponsorluk bulunduğunu, etkinlik gerçekleştirmek için nasıl dilekçe verilmesi gerektiğini öğreniyorlar. Bizim prosedürümüz ilk zamanlar çok bürokratik görünse de, sonrasında bunun ne kadar sisteme oturmuş bir organizasyon işi olduğunu anlıyorlar. Ona uygun olarak önce araştırmalarını yapıyorlar, etkinliklere çağıracakları konuşmacılarla ilgili görüşmeleri tamamlayıp, ardından yer organizasyonunu yapıyorlar. Kendi içlerindeki organizasyonu bitirdikten sonra bize başvuru yaparak akademik danışmanlarının da onayıyla etkinliklerini gerçekleştiriyorlar.
Öğrenci kulüplerinde görev alan öğrencilerimiz, keyifle etkinliklerini gerçekleştirirken bu kazanımların büyük farklılıklara neden olduğuna tanık oluyorlar. Son olarak, düzenlenen etkinliklerde öğrencilerimizin çok büyük emeği olduğunu söylemek isterim. Kulüpler Ofisi’nde çalışan ekibimin de özverisi ve desteğiyle başarılı etkinlikler ortaya çıkıyor.
Öğrencilere kulüp yapılanmaları ile ilgili bir öneriniz var mı?
Sosyal faaliyetler anlamında son derece girişimci kulüplerimiz var. Edebiyat Kulübümüz mevcut. Kendi dergilerini çıkarıyorlar ve kazancını sosyal sorumluluk projelerine harcıyorlar. Üniversitemizde yetenekli öğrencilerimizin olduğunu biliyorum. Onların yaratıcılıklarının farkına varacakları kulüp etkinliklerinde görev almalarını ve sanat konusunda çalışmalar yapacak kulüplerimizin artmasını diliyorum.